Perreira, 2-3 hafta önce “Bize penaltı verilmiyor, verilirse pasta keseceğim” diye bas bas bağırıyordu. Haydi rahatla Perreira, Eskişehirspor ve Rizespor maçlarında tam 3 penaltı.
Nasıl iyi mi, yeterli mi? Mutlusundur herhalde. Eh daha ne olacak? Kes pastayı afiyetle mideye indir. Verilen penaltıların kaçı doğru, kaçı yanlış kafana takma. Sen, “Hepsi doğru” diyorsun. Olabilir, senin görüşündür.
Ancak dikkat et penaltılar sende hazımsızlık yapmasın. Görüldüğü gibi bir gerçek daha ortaya çıktı. Neymiş, penaltı almak için önce istemek gerekirmiş.
Bravo! İstemeyene mama yok. İsteyeceğin müessese, MHK. İsteme şeklin sözlü veya yazılı olabilir. Bir şekilde mesajını atacaksın. Gerisi kolay. Mesaj, merkezden hakemlere otomatik geçiş yapar.
Hakemlerimiz mesajlara karşı son derece duyarlıdır! Hemen gerekeni yaparlar! İşte ben bundan dolayı hakemlerimize toz kondurmam!
Bakmayın siz durmadan, “Yabancı hakem, yabancı hakem” diye saçma sapan laflar etmeme! Hakemlerimiz bir tanedir, bir tane!
TFF sağır sultan gibi davrandı!
Kötü hava koşuları dönüyor, dolaşıyor Beşiktaş’ın yakasına yapışıyor. İki hafta üst üste erteleme.
Beşiktaş-Mersin maçının tam oynanacağı saatte, Trabzon- Beşiktaş maçının da oynanacağı günde yoğun kar yağışının olacağını meteoroloji günler öncesinden anons etti. TFF sağır sultan. Mersin maçı 2 saat, Trabzon maçı 1 gün öne alınsaydı problem kalmayacaktı.
Maç programları gün ve saat olarak çok önceden belirleniyormuş, o nedenle de değiştirilemezmiş. Bebelere ninni, biberon, masal. Dalga mı geçiyorsunuz bizimle. Anayasa değişikliği mi yapılacak?
Değiştirilecek olan alt tarafı saat ve gün. Yeter ki istensin. 3 gün önce oturulur, ufak rötuşlarla iş halledilir. Ertelemeler, hedefi şampiyonluk olan Beşiktaş için dezavantaj.
Şimdi bu maçları 2 kez hafta arasında oynamak zorunda kalacak. Erteleme dezavantaj ancak kaleci ve stoper transferi avantaj. Bu 2 bölgede öncelikle alternatif sıkıntısı yaşanıyordu. Yetersizlik de söz konusuydu. Sezon başında da bu görüntü netti.
Sonunda gerçeği gördüler. Gerçi erteleme maçlarında yeniler yok ama ilerisi için büyük avantaj.
Yalandan ağıt yakan başkanlar!
Tencere dibin kara, seninki benden kara. Galatasaray’da durum aynen böyle. Karalama kampanyasında son başkanlar muhteşem(!) performanslar sergiliyorlar. Durmadan birbirlerini suçluyorlar.
Yükü sırtlarından diğerine atmak için inanılmaz bir yarış içindeler.
UEFA’nın Finansal Fair–Play kurallarından bu başkanların haberi yok muydu? Vardı. Hepsi, Galatasaray’ın bütçesini, borcunu ve hesaplı gitmezlerse başlarına nelerin geleceğini biliyordu.
Şimdi yalandan ağıt yakıyorlar. Yok birbirinizden farkınız. Kulüp parasıyla hovardalıkta maşallah(!) elinize kimse su dökemez. Hep beraber koskoca Galatasaray’ı dibe oturttunuz. Peki, şu aşamada
bir araya gelip kulübünüzü düzlüğe çıkarmak için biraz kafa yormaya acaba ne dersiniz?
Misafir