
Penceremden ay süzülmüş...
Şehrin ışıkları hikâye!
Oldum olası cızırtı gibi gelmiştir o ışıklar bana.
Bir aya bakıyorum, bir de farklı renklerde titreyen şehrin ışıklarına...
Ne diyordu *Murat abi; "Âsude bir bahar ülkesi.."
Cuk oturdu!
Şu an başka türlü ifadeden âcizim.
Ne güzel bir cümle; Âsude bir bahar ülkesi...
İyi ki hakiki yazarlar var...
Yoksa bilmem kaç binlik kelime dağarcığımla neyi, nasıl ifade ederdim.
İnsan, başıboş değil. Her an kılavuza muhtaç.
Sadece beden ve beyin mi?
Ruhumuz da öyle.
Aslında ruhumuzun rotası belli de biz saptırıyoruz onu.
Temiz, tertemiz yaratılmış.
Müzik ruhun gıdasıymış!
Palavra!
On sene oldu müzik dinlemeyeli.
O vakte kadar elime kalem almadan kendi zevkime göre doldurduğum kasetleri dinlerdim.
Sonu hüsran!
Bütün birikmiş hislerimi buhar edip uçururdu o müzikler.
Sözleri ne kadar mana yüklü olursa olsun ruhuma gıda değil ezâ oldu, cefâ oldu müzik dinlemek. Şimdi rahatım, dinlemiyorum. Şiir kitapları okuyorum.
Bugün kendimi çok delikanlı hissediyorum.
Her mazluma yeterim, her kavgaya karışan cinsten. Bütün börtü böceği, hayvanatı ellerimle besleyecek yüreğe sahip olurum.
Baharı hep böyle karşıladım.
Uzak, çok uzaklardan gelen, hasreti çekilen bir misafiri karşılar gibi...
Elim kolum dolaşık, bakışlarım yeşilin tonlarına mıhlı...
Cazibesine yaz kış kapıldığım güneş, baharda ne hale getiriyor tahmin edin.
Abartıyor muyum?
Az bile söyledim.
Bahar geliyor bahar!!!
Balkon demirinde muhabbeti tavan yapmış iki kumru...
Peşi sıra, dünyaca ünlü, bilmem nerenin bilmem kimin orkestrasını sollayacak ses, nağme ve derinlikte şakıyan tek başına bir sığırcık.
(Kuşların isimlerini delibozuk ama esaslı bir zanaat erbabından öğrendim. Çiçeklerin de... Ben ona cancağızım derim, o da bana zibidi der. Aramızdan su sızmaz. )
Bahar geliyor...
Kimbilir kimin kabirleri yeşillenecek...
Kimbilir kuş cıvıltılarını kaç yetim mahzun bir gülümseyişle seyre dalacak...
Allahü teâlâ cennetinde kavuştursun.
Bahar böyle işte!
Her sene aynını yapıyor.
İlk nazarda aşık ediyor, içimi umutla, hayalle dolduruyor. Her işvesi yüreğimi yerle yeksan ediyor.
Bir de bakmışım dönüp gitmiş.
Bu kadar sevinme der gibi...
Muhabbetin en heyecanlı yerinde, ölümü hatırlatıyor.
Kollarımı iki yana açmış koşarken, ayaklarıma çelme takıyor.
İyi yapıyor.
Hakiki dostlar ölümü unutturmaz!
Dünya fâni, ahıret bâki...
Fotoğraf: @siirdukkan, çiçek, sıklamen.
*Murat Başaran
Misafir