Dilimizde bilge.LİK ve bilgin.LİK iki tür aydınlığı ifade etmekte kullanılıyor.
Bunun İRFAN ve İLİM sözcüklerini karşıladığını düşünüyorum.
Tanıma.. bilme.. belleme.. belgeleme.. buyurma.. ögütleme.. öğrenme.. örnekleme.. anlama.. inanma.. eğitim ve ögretim gibi bir dizi kavram ve bağlamlarla kafamızı karıştırmadan sadece ilim ve irfan derken ne demek istenildiğini anlama yolundaki merak ve teessüsü bir yardımda bulunmak üzere şunları dile getirmek istiyorum.
İlim ve bilginliği nesneye bilme..
irfan ve bilgeliği kimseyi bilmek olarak düşünebiliriz.
Malumat ve marifet sahibi olmak insanın iki tür bakma ve görme yeteneği olduğunun bir işareti.. bunu da sağ duyu ve sol görü olarak tanımlayabiliriz.. ARİSTO’nun dört sebeb kuramından yararlanarak sol görü özdeşlik ve nedensellik ilkesine göre BİLİM'i kurar.. sağ duyu ise özgürlük ve amaçsallık ülküsüne göre HUKUK'u kılar. Diyebiliriz. Bu demektir ki bilimin ve hukukun temelleri sol görü ve sağ duyu olarak insanda bulunuyor.
Ancak kişiler bunlardan biri fazla çalıştırılarak, bilim buna beynin lineer düşünen sol lobu ve global dile getiren sağ lobu olarak kuramlıyor, sağ duyu'yu duyuş.. sol görü'yü görüş haline getiriyorlar zamanla.. sonrada bunun cılkı çıkarılarak sağcılık ve solculuk yapılıyor. Aslında bu YARI AYDIN tipi geçmişte kalsa da günümüzde yine zihniyetleri yaygın ve baskın halde sürüyor.. çünkü insanın çok temel gereksinimlerini karşılamak ve bunları dengelemek üzere konulmuştur.. EŞİTLİK ve özdeşlik ve ÇEŞİTLİK ve özgürlük.. ancak eşitlik ve çeşitlik yoldaşlığı ve kardeşliğinin ötesinde ve berisinde ve hatta ötesinde.. yeni yollar ve yeni diller bulmak zorundayız. Geçen yüzyıl evren bilimlerinde ilerlemişti.. ondan evvelki yüzyıllar ise insan bilimlerinde gelişmişti.. bunda sonra evren ve insan bilimlerinin kardeşce yaşayacağı bir iklime girebiliriz. Belki bu gün bunun geçiş sıkıntısını yaşıyoruz.
Aslında sol görüyü ve sağ duyuyu birlikte kullanırız.. ancak birimi labaratuvarda birini camide.. kilisede.. ancak birini diğerinde ÜSTÜN ve YÜKSEK tutarak değil.. birlikte ve kardeşçe ve yoldaşca.. birbirlerini gerici diye suçlamadan ileriye beraber gidilemez mi ? Bu yapılamaz mı ? Eklektik olunamaz mı ? Yargısal kararlar bazen bilimsel raporlara dayanıyor. Telif edilemez mi ? Ahreti düşünenin dünyaya ihtiyacı bu dostluk ve ülfetin olacağını gösterir. Uzlaşma sağlanamaz mı ? Us ve akıl, kafasının ve kalbin sesini dinleyerek dilinin ve gönlünün uzlaşmasını nazara alarak aşırılıktan kurtulur. Uyuşma kurulamaz mı ? Erkek düşüncesini ve kadın duygusunu birleştirirse yuva mutluluklarını kurmaları bu yüzdendir. Elbette yapılır.. yeter ki başkasını bilmede bilgiyi ve marifeti öğrenirken ya da kendini tanımada bilimi ve ilimden yararlanır iken onları kötü ve kötüye kullanmayalım. Böylece alimlerimiz daha arif ve ariflerimiz daha alim olurlar.
Paylaşımı nasıl buldunuz?
Misafir