
Hilafet kelimesini duyduğunda kuduran ve fenalık geçirenler aslında neye karşı olduklarını bence bilmiyorlar.
Mustafa Kemal paşa 1924 yılında Hilafeti ilga ettiğinde Hilafetin zaten millet meclisinin içinde mündemiç olduğunu ekstra halifenin olmasına gerek kalmadığını söylemiş.
Hilafet makamı o kadar yüce bir makam ki bunu sadece tek bir kişi kendinde deruhte edemez diyor Mustafa Kemal paşa...
Ve Hilafetin ilgası bu gerekçe ile ilga ediliyor...
Hali hazırda Hilafet müessesesi hâla Türkiye Büyük Millet Meclisinde mündemiçtir...
Tabi ki de Mustafa Kemal paşa hilafetin yüceliğine inanmıyor ama Hilafet makamı o kadar büyük ve etkili bir müessese ki, bu makamı ilga etmek için büyüklüğüne vurgu yapıyor ve onu tamamen ortadan kaldırarak değil, bir kişiden alıp tüm vekillere vererek yapıyor.
Bursa Valiliği büyük bir skandala imza attı ve Hilafet etiketi ile kelime-i Tevhid resmi paylaşan bir bekçi hakkında soruşturma başlatan bir twit attı...
Daha sonra çok tepki gelince ilk başta twiti sildi daha sonra büyük bir sessizliğe gömüldü.
Birçok Kemalist laik ile beraber kripto din düşmanları bu bekçiyi şikayet ederken şu gerekçe ile saldırdılar:
"Hilafet talebi anayasal bir suçtur"
Aslında bu gerekçe hilafeti ilga eden Mustafa Kemal paşaya bile muhalefettir.
Hilafet talebi anayasal bir suçsa, Hilafeti ilga edenler:
"Hükümetin ve cumhuriyetin anlamında ve kavramlarında hilâfet zaten vardır, dolayısı ile halife görevinden azledilmiş, hilâfet de kaldırılmıştır" dediler?
İlk yönetim ya iki yüzlüydü, ya da o zaman böyle inanıyorlardı...
Misafir